BlogFrm

Elif Şafak

Katillerimin yüzlerini seçemiyorum; isimlerindense geride harfler kalacak sadece. (Şehrin Aynaları)

Binlerce kelime, onlarca hikâye var boğazımda düğümlenmiş. Susuyorum konuşmam gereken yerlerde; dilimi tutamıyorum ne zaman susmam gerekse. Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden. (Şehrin Aynaları)

Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı. (Baba ve Piç)

Baykuş; kanarya beslermiş amcalar, teyzeler. Kumruları sever, kartalları över, güvercinleri uçurur, kargaları kovar, papağanları konuştururlarmış. Oysa çocuk baykuşları severmiş. “Uğursuz kuş o. İsmini anma, damına çağırma.” dermiş teyzeler, amcalar. Uğursuz kuşmuş baykuş; gece gördüğü, geceyi gördüğü için. (Mahrem, syf:93)

Derler ki, aşk da unutulurmuş herşey gibi. Hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da dolu dizgin devam ederken unutulurmuş aşk. (Mahrem, Sf. 86)

Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeye görsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle aleme (Mahrem, Sf. 163)

Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini kaybetmeyi gerektirir.

Ölüm sahiciliğini yitiriyor kayıplar istatistiklere, çatışmalar haberlere dönüştüğünde. (Medcezir, İşgal Altında Sanat Mümkün mü?)

Özgürlük çıkış kapılarının gümüşi aralığında. (Medcezir, Eşiklere Basarsan Şayet)

Ya aşkı öğret bana ya da aşkın yokluğunda üzülmemeyi.

Pek güzeldin,pek latiftin.Börek olsan seni yerdim.Az soğanlı,bol etliydin.Lafa daldım,dibin tuttu.Gönül bu,hemen unuttu. (Mahrem)

Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi vardır hayatın.Farkında olmadan basıyorsun çizgiye.Kızıyorlar anında Yandın! diye atılıyorsun oyun dışına.(Siyah Süt, Sf.25)

Neden baktın neyi geride bıraktığına ? Söylesene, insan terk ettiği şeye neden dönüp bakar son defa.

En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır. (Med-Cezir Yazıları, syf:26)

Her zaman kolay kolay itiraf edemesek de bunu kendi kendimize, hep öteleri düşleyen, öte yer ararken en yakınlarındakileri mutsuz eden bizler… ben… (Med-Cezir Yazıları, syf:152)

Önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin. En çok yüzümüzün unutulmasından endişe ettiğimiz halde. (Med-Cezir Yazıları, syf:163)

Katillerimin yüzlerini seçemiyorum; isimlerindense geride harfler kalacak sadece.

Uzaklaşırsın. Yol seni nereye götürürse. Yazı seni nereye sürüklerse. Burnunda bir sızı. Ne de olsa her yolculuk geri dönememe ihtimalini taşır bağrında. (Med-Cezir Yazıları, syf:198)

Kitap hâlâ kutsal benim için… kelime hâlâ mühim ve harf hâlâ muamma. (Med-Cezir Yazıları, syf:204)

Yabancı, isminin bir ya da birçok bölümü gölgede kalan insandır. (Araf, syf:10)

Şarkı üç dakika yirmi saniye ama tekrar tekrar çalınırsa sonsuza kadar sürebilir. (Araf, syf:345)

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol